Türkiye’de depozito iade sistemi (Deposit Return Scheme – DRS), uzun süredir devam eden çevresel sorunların çözümü için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik hedeflerine uyum sağlamak ve Türkiye’nin atık yönetiminde daha etkili bir model oluşturmak amacıyla bu sistemin uygulanması, son yıllarda gündemin en önemli konularından biri haline geldi. Türkiye, 2025 yılı itibariyle geniş çaplı bir depozito iade sistemini devreye sokmaya hazırlanıyor ve bu süreç hem çevresel hem de ekonomik anlamda büyük bir dönüşümü beraberinde getirecek.
Depozito İade Sisteminin Yasal Süreci
Depozito iade sisteminin temelleri, 2020 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından atıldı. Bakanlık, bu sistemin Türkiye genelinde uygulanması için teknik ve mali fizibilite çalışmalarına başladı. 2021 yılında yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile bu süreç resmiyet kazandı. 2023 yılında ise Türkiye Çevre Ajansı (TÜÇA) tarafından yönetilecek olan sistemin detayları belirlenmeye başladı. TÜÇA, depozito sistemi altyapısının kurulmasından ve sistemin denetlenmesinden sorumlu olacak.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 50 milyar tek kullanımlık içecek ambalajı piyasaya sürülüyor. Bu ambalajların geri dönüştürülmesi amacıyla kurulan depozito iade sistemi, Türkiye’nin çevresel sorunlarına çözüm üretmenin yanı sıra ekonomik faydalar da sağlayacak. 2025 yılı itibariyle yürürlüğe girecek olan sistem, hem plastik hem de cam ve metal içecek ambalajlarını kapsayacak.
Mevcut Durum: 2024 Ekim İtibarıyla Son Gelişmeler
Türkiye, 2025 yılına kadar depozito iade sistemini tam anlamıyla uygulamayı planlıyor, ancak süreç bazı zorluklarla karşı karşıya. 2024 yılı itibariyle, sistemin altyapısının büyük ölçüde tamamlandığı ve Türkiye genelinde 5.000 depozito makinesi kurulacağı açıklandı. Bu makineler, içecek ambalajlarını toplayarak tüketicilere depozito iadesi sağlayacak. Bu süreçte reverse vending machine teknolojisi büyük bir rol oynayacak. Tüketiciler, içecek ambalajlarını bu makinelerde iade ederek, e-cüzdanlarına para aktarımı sağlayacaklar. Özellikle büyük süpermarketler, alışveriş merkezleri ve üniversiteler gibi alanlarda bu makineler yaygın olarak kullanılacak.
Ancak sektörde bazı endişeler de mevcut. Sektör temsilcileri, depozito miktarının 25 kuruş olarak belirlenmesinin yetersiz olacağını ve bu rakamın artırılması gerektiğini savunuyor. Almanya gibi ülkelerde bu sistemin başarıyla uygulanması, depozito oranlarının daha yüksek olmasından kaynaklanıyor. Türkiye'de de başarılı bir geri dönüşüm oranı yakalanması için bu miktarın artırılması gerektiği vurgulanıyor. Yine de, Türkiye Çevre Ajansı ve diğer ilgili kuruluşlar, sistemin başlangıçta düşük oranlarla devreye sokulacağını ve ilerleyen süreçte gerektiğinde güncelleme yapılacağını belirtiyor.
Teknoloji ve DRS Uygulamaları
Türkiye’de depozito iade sisteminin altyapısı için birçok yerli ve yabancı teknoloji firmasıyla işbirliği yapılıyor. Bu firmalardan biri, depozito makinelerinin üretimi ve yönetimi konusunda önemli bir rol oynayan Dias Teknoloji. Dias Teknoloji, depozito makinelerinin izlenmesi, takibi ve veri yönetimi konusunda çözüm sunan bir firma. Aynı zamanda geri dönüşüm ve atık yönetimi projelerine de katkı sağlayarak, Türkiye’nin bu büyük dönüşümünde aktif bir rol oynuyor.
Diğer bir teknoloji firması ise GSM2 İnovasyon Sistemleri. Bu firma, içecek ambalajlarının geri dönüşüm sürecinde kullanılacak teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda çalışıyor. Özellikle atık yönetimi ve çevresel izleme sistemlerinde yenilikçi çözümler sunan GSM2, Türkiye’nin 2025 depozito iade sistemi için önemli bir teknoloji sağlayıcısı olarak ön plana çıkıyor.
Çevresel ve Ekonomik Faydalar
Depozito iade sistemi, sadece geri dönüşüm oranlarını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sağlayacak. 2025 yılı itibariyle devreye girecek sistemin her yıl 25 milyar adet içecek ambalajını geri dönüştüreceği öngörülüyor. Bu sayede 500 milyon Euro’luk ekonomik kazanç elde edilmesi bekleniyor. Aynı zamanda bu sistem, 20 bin yeni iş imkanı yaratacak ve Türkiye genelinde atık yönetimi konusunda büyük bir istihdam alanı açılacak.
Çevresel anlamda ise sistemin karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltacağı, enerji tasarrufu sağlayacağı ve doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunacağı belirtiliyor. Özellikle enerji tüketiminde yıllık 1,3 milyar kWh tasarruf sağlanacağı ve 3,6 milyon varil petrolün kullanılmadan geri kazanılacağı tahmin ediliyor. Bu veriler, Türkiye’nin sıfır atık hedeflerine ulaşmasında depozito iade sisteminin ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Uygulamada Yaşanan Zorluklar ve Çözüm Önerileri
Depozito iade sisteminin uygulanması sırasında karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, Türkiye genelinde yeterli sayıda geri dönüşüm noktasının oluşturulmasıdır. 2025 yılı itibariyle 5.000 geri dönüşüm noktası kurulması planlanıyor, ancak bu sayının ihtiyacı karşılamayabileceği yönünde endişeler bulunuyor. Özellikle kırsal kesimlerde ve küçük yerleşim yerlerinde bu noktaların erişilebilirliği sorun olabilir.
Bunun yanı sıra, depozito oranının artırılması yönündeki talepler de önemli bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Sektör temsilcileri, metal ve cam ambalajların geri dönüşüm maliyetlerinin yüksek olduğunu ve 25 kuruşluk depozito bedelinin bu maliyetleri karşılamaya yetmeyeceğini savunuyorlar. Bu nedenle, depozito oranının yeniden değerlendirilmesi ve artırılması gerektiği belirtiliyor. Türkiye Çevre Ajansı ise bu talepleri değerlendiriyor ve sistemin başlangıç aşamasında tüketiciler için cazip hale getirilmesi amacıyla düşük oranlarla başlatıldığını, ancak ilerleyen süreçte bu oranların güncellenebileceğini ifade ediyor.
Gelecek Vizyonu
Depozito iade sistemi, Türkiye’nin çevresel sorunlarını çözme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. 2025 yılı itibariyle sistemin tam anlamıyla devreye girmesiyle birlikte, Türkiye’de geri dönüşüm oranlarının büyük ölçüde artması bekleniyor. Özellikle plastik, cam ve metal içecek ambalajlarının toplanarak geri dönüştürülmesi, Türkiye’nin sıfır atık hedeflerine ulaşmasını sağlayacak.
Aynı zamanda, depozito iade sistemi, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkı sağlaması açısından da önemli bir role sahip. Sistem, sürdürülebilir tüketim ve üretim, iklim eylemi ve su kaynaklarının korunması gibi hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunacak.
Sonuç olarak, Türkiye’nin 2025 yılı itibariyle uygulamaya başlayacağı depozito iade sistemi, hem çevresel hem de ekonomik anlamda büyük bir dönüşümü beraberinde getirecek. Sistem, Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacak ve uzun vadede çevreye verilen zararın azaltılmasına katkıda bulunacak.